Herkese merhabalar,
Son yazımdan bu yana uzunca bir zaman geçti. Bu süre zarfında insanlığın Coronavirus salgınıyla mücadelesi devam ediyor. Başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm insanlığa sabır ve iyilikler diliyorum.
Bugün sizlerle 3d yazıcı konusunun halen popüler olup olmadığı hakkında konuşmak istiyorum. Bana gelen mail ve telefonlardan anladığım kadarıyla özellikle kendi işini yapmak isteyen gençler bu konuya oldukça meraklılar. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumla ve genç olmalarından dolayı sermaye birikimlerinin az olmasına paralel olarak yapacakları girişimlerde kullanacakları yatırım miktarı oldukça az. 3d yazıcıyla ilgili bir işin düşük maliyetle gerçekleştirilebilecek olması doğal olarak herkese çekici geliyor. Ama 3d yazıcı işi gerçekten patent haklarının kalktığı 2014'de olduğu kadar popüler mi?
Bu sorunun cevabını hemen verelim: Evet, popülerlik devam ediyor. Ve popüler olmaya devam edecek. Ancak bu işin geleceği ülkemizde de aynı mı olacak? Okumaya devam edelim.
2014, hatta 2013 yılında 3d yazıcılarla ilgili ilk patentlerin sürelerinin dolmaya başlamasıyla eklemeli imalat olarak bilinen 3d yazıcılarla imalat konusu gündeme gelmeye başladı. Bu serbest kalan yeni teknolojinin bireysel üretim alanında kullanılabilir olması, kitlesel üretimde olan sıkıntılara çözüm yolları geliştirilebilme ihtimallerini doğurdu. Bilindiği üzere kitlesel üretimin en belirgin sorunu, üretilen ürünlerin kişiye özel olmayıp, tüketici gruplarına özel tasarlanmasıdır. Bu durum, üretilen ürünlerin her insana uygun düşmeyeceği anlamına gelir. Ürünü kullanamayacak insanlar için sıkıntı oluşturan bu durum, üretici tarafında müşteri kaybı anlamına geliyor. Ürün tasarımındaki bu sıkıntının her zaman olmasa bile 3d yazıcılarla aşılabilir olduğunun görülmesi yeni iş şekillerinin ortaya çıkmasına neden olmaya başladı. Örnek verecek olursak, ayakkabı sektöründe kişiye özel ayakkabı yapılması gündeme geldi. Kişi kendi ayağını 3d taratarak, kendi ayak tabanına ve ayak ölçülerine uygun ayakkabıyı kendi evindeki 3d yazıcıda üretebilir iş modelleri ortaya çıktı.
Zaman içerisinde gördüğümüz diğer bazı yeni iş modellerinde 3d yazıcıların, klasik imalat yöntemlerini hızlandırmada, maliyetlerini düşürmede ve dar boğazlarını gidermede kullanıldıklarını görüyoruz. İş modelinin tamamen 3d yazıcıların üzerine kurgulandığı pek çok diğer iş örneği mevcuttur. Bu arada kişisel 3d yazıcıların kendisinin imalatı da başlı başına bir iş kolu olarak karşımıza çıktı. Daha önce olmayan 3d filament sektörü doğdu.
Görüldüğü gibi 3d yazıcılarla ilgili sürekli yeni şeyler ve yeni işler ortaya çıkıyor. Bu durum özellikle yirminci yüzyılda T. A. Edison tarafından geliştirilen yeni bir iş modelinin tatbikinden kaynaklanıyor. Edison, kendisine belirli miktarlarda fon sağlayan ticari şahıs veya kuruluşlara belirli süreler zarfında yeni icatlar sunacağını taahhüt ederek, iş dünyasında o zamana kadar görülmemiş bir yeniliğe imza attı. Menlo Park olarak bilinen Edison'un icat fabrikasında yüzlerce yeni ticari ürün icat edildi. Bunlar arasında gramafonun atası fonograf da bulunur. Edison Menlo Park projesi ile sistematik çalışma sonucu yeni buluşlar yapmanın da bir sistematiği olduğunu kanıtlamıştır. Bu buluşların bazısının endüstride veya ilgili olduğu alanda çığır açıcı olma şansları da var.
Menlo Park örneğindeki gibi günümüzde bir konu üzerinde sistematik çalışarak icat edilen pek çok yeni ürün ve buluş vardır. 3d yazıcılar da nispeten yeni bir buluş veya ürün olduğuna göre, benzer sistematik yaklaşım sayesinde daha pek çok genişlemeler yaşayacaktır. Örnek verecek olursak, 3d yazıcılar için filament olarak ilk başlarda çok az seçeneğimiz varken bugün bu seçenek yüzlerle ifade edilmeye başlandı. 3d kalemler icat edildi.
Açıkçası 3d yazıcı ekosistemi gelişmeye ve serpilmeye devam ederken dünya genelinde bu genişlemeden en çok payı alacak ülkeler, ekonomileri genişlemeye uygun, iyi durumda olan ülkeler olacaktır. Eğer ülke ekonomisi geriye gidiyorsa, böyle bir ekonominin kendi içerisinde ve kendine özgü dinamikleri olacaktır. Dünya ekonomisine paralel gitmesi beklenemez. Fakat yine de gerileyen ekonomilerde dünya ile iş yapan firmalar mevcut olacağından bu firmaların 3d yazıcı piyasasından pay almaları da muhtemel olacaktır.
Ülkemizin genel ekonomik göstergelerine bakıldığında durumun, son yıllarda hiç de iyiye gitmediği açıkça görülmektedir. O halde ülkemizde 3d yazıcı sektörüne yatırım yapmayı düşünen her yatırımcı mutlaka dış pazarı da hedefine almalıdır. İç piyasa yavaşladığında veya gerilediğinde dıştaki müşterilerinden gelir elde etme şansları olacaktır. Aksi durumda durumlarının ülke ekonomisine paralel bir görünüm alması kaçınılmaz olacaktır.
Ülkemiz yıllar içerisinde pek çok fırsatı değerlendiremedi. Genç ve eğitimli nüfusumuz olmasına rağmen yazılım sektöründe Hindistan'ın gerisinde kaldık. Tekstil sanayiinde dünyanın en önemli üreticilerinden birisi olmamıza rağmen ülkemize ait önemli markaları çıkaramadık. Yada çok az sayıda çıkardık. Bu markaları yeterli sayıda çıkarabilmiş olsaydık, üretim uzakdoğuya kaydığında yine de gelir elde edebiliyor olacaktık.
Bence bu durum yönetsel eksikliklerden kaynaklanıyor. Yatırımcılar iyi yönlendirilemiyor. Bu durumun arka planını burada konuşmayacağız. fakat benzer durum 3d yazıcılar için de geçerlidir. Bir yönlendirme eksikliği 3d yazıcı sektöründe de söz konusudur. Yatırımcılar tamamen kendi sezgilerine dayanarak yatırım yapmak durumunda bırakılıyorlar. Oysa bir idari politikamız olsa ve bunu kararlı bir şekilde uygulayabilsek çok büyük işler başarılabilir.
3d yazıcı sektörünü yakından takip eden birisi olarak şunları görmekteyim:
Yatırımcıların tamamı fiziksel ürünlere odaklanmış durumdalar. Oysa işin bir de yazılım ve tasarım yönü var. Tasarım ve yazılım geliştirme olmadan fiziksel yatırımlar bu sektörde başarıya ulaşamazlar. 3d tasarım ve 3d yazıcı yazılımları tarafında da önemli ölçüde emek ve zaman harcanmalıdır. Belki de en fazla düşünülmesi gereken taraf bu olmalıdır. Çünkü yetişmiş insan kaynağımız ve dinamiklerimiz bu iş için çok uygun. Türkiye için naçizane tavsiyeler...
3d yazıcı sektörüne girmeyi düşünenlerin tamamının eğitimli insanlar olduğu açıktır. O zaman bu durumu değerlendirip, başlangıç yatırımı sıfır maliyet gerektiren yazılım geliştirme öğrenilmeli, 3d modelleme öğrenilmeli, Tasarımcılık öğrenilmeli ve bu alanlarda gelişmeye gidilmelidir. Dijital çalışmanın bir diğer artı yönü internet üzerinden tüm dünyadaki müşterilere ulaşma şansının olmasıdır. Nakliye ve navlun ücreti yok. Hatta bazı durumlarda vergi yok.
Neden bir Simplify3d benzeri yazılım Türkiye'den çıkmasın? Yada Blender gibi açık kaynaklı ve ücretsiz dağıtılan, ancak kâr eden bir tasarım aracı Türkiye'de geliştirilmesin? Bunlar mümkün olabilecek şeyler.
Ülkemiz ekonomik görünümü dikkate alındığında fiziksel ürün geliştiricilerinin iç piyasaya yönelik yatırım yapmasını uygun bulmuyorum. Dijital ürünlerde ise büyük bir şansımızın olduğunu düşünüyorum. Yukarıda bahsettiğim gibi bu dijital ürünler; Slicer, tasarım programı, çeşitli küçük uygulamalar, arama motorları, 3d model depoları veya web siteleri olabilir...
Aşağıda, Google verilerine dayanarak 3d yazıcıların temel terimlerinin zaman içerisindeki popülerliklerine bakarak sektörün dünyada ve ülkemizde gördüğü ilginin benzerliğini göreceksiniz (soldakiler dünya geneli, sağdakiler Türkiye). Ancak yatırımların başarısı için aynı paralelliğin olacağını söyleyemeyiz.
|
Geçmiş Yazılar
March 2023
|
Hizmetlerimiz3 boyutlu baskı
3 boyutlu çizim |
Hakkımızda |
Destek |